HEFEİ, 20 Mart (Xinhua) -- Wang bu açıklamayı, Çin'in doğusundaki Anhui eyaletine bağlı Huangshan kentinin Tunxi bölgesinde, Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtane Lamamra ile görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında yaptı. Wang gazetecilere, Asya ve Afrika ülkelerinden birçok dışişleri bakanıyla yaptığı görüş alışverişlerinin ardından Çin gibi birçok ülkenin Ukrayna krizindeki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve birçok noktada ortak bir dili paylaştıklarını söyledi. Wang, "Hepimiz de BM Antlaşması'nın amaç ve ilkelerine uyulması gerektiğine, uluslararası ihtilafların barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğine ve ilgili tarafların mümkün olduğunca çabuk ateşkese giderek savaşa son vermeleri gerektiğine inanıyoruz" dedi.
BM Genel Kurulu'nda Ukrayna sorunu hakkında yapılan müzakerelerde Çin, Cezayir ve çok sayıda ülkenin çekimser oy kullandığına işaret eden Wang, çekimser oy kullanmanın da bir tavır olduğunu söyledi. Wang, "Bu, barışa bir şans vermektir ve ihtilafların çözümünde savaşın ve yaptırımların kullanılmasının onaylanmadığını gösterir ve bu da sorumlu bir tavırdır" dedi. Wang, "Aynı zamanda biz Ukrayna sorununun bu noktaya kazara gelmediği görüşündeyiz. Bu, çeşitli faktörlerin biraraya gelmesinin sonucu ve yıllar içerisinde biriken gerilimin bir patlamasıdır" diyerek sorunun merkezinde Avrupa güvenliği sorununun yattığını ve NATO'nun doğuya doğru sınırsız ilerleme hareketinin üzerinde düşünülmesi gerektiğini söyledi.
Wang, uzun vadeli bakıldığında Avrupa'daki tarafların bölünmez güvenlik ilkesini izlemesi ve birbirlerinin meşru endişelerine saygı gösterilmesine dayanan dengeli, etkin ve sürdürülebilir bir bölgesel güvenlik yapısı kurulması için diyalog ve müzakere arayışında olması gerektiğini söyledi. Wang, "İlk olarak büyük ölçüde, bölgesel ve uluslararası sıcak konulara çözüm aranırken savaş ve yaptırımların tek seçenek olmadığına, diyalog ve müzakerenin temel çıkış yolu olduğuna inanıyoruz" diyerek mevcut durumun bu yöne bağlı kalınmasını daha önemli kıldığını belirtti. "İkincisi, dünyadaki ekonomik toparlanma kesintiye uğratılmamalıdır" diyen Wang, devam eden pandemi bağlamında, tek taraflı yaptırımların artırılmasının küresel endüstriyel ve tedarik zincirlerini bozarak jeopolitik çatışmalar ve büyük ülkeler arası rekabetin sonuçlarını ödeme sorumluluğu bulunmayan tüm ülkelerdeki insanların geçim kaynaklarına zarar vereceğinin altını çizdi.
Wang, üçüncü olarak ise bütün ülkelerin dış politikalarına bağımsız bir şekilde karar verme hakkına sahip olduğunu ve taraf seçmek zorunda bırakılmaması gerektiğini belirtti. Karmaşık meseleler ve birbirinden farklı görüşlerle uğraşırken "dost veya düşman" ve "siyah veya beyaz" şeklindeki basite indirgeyici yaklaşımın benimsenmemesi gerektiğini sözlerine ekleyen Wang, Soğuk Savaş zihniyetine direnilmesi ve blok çatışmalarına karşı çıkılması gerektiğini belirtti. Wang, "Dördüncü olarak bütün ülkelerin egemen bağımsızlığı ile toprak bütünlüğüne her zaman saygı duyulmalıdır. Bu ilke bütün ülke ve bölgeler için geçerlidir. Bunun bir istisnası olmamalı ve bunun yanı sıra çifte standart da olmamalıdır" dedi.
Wang, basın toplantısında Afrika'ya ilişkin konularda Çin'in tutumuna da değindi. Wang, devam eden Ukrayna krizine işaret ederek dünyanın çok büyük olduğunu ve birçok problemin mevcut olduğunu söyleyerek özellikle Afrika kıtasının unutulmaması gerektiğinin, artık ötekileştirilmemesi gerektiğinin ve artık kurban durumuna düşürülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Wang, "Uluslararası durum daha çalkantılı hale geldikçe Afrika ülkelerinin sesine daha fazla dikkat etmeli ve Afrika'ya destek ve yardımlarımızı artırmalıyız" diye konuştu.
Wang, Afrika ülkelerinin iyi bir kardeşi olarak Çin'in Afrika'nın yanında durmaya, barış ve güvenliğin muhafazasında Afrika'ya güçlü destek vermeye, ekonomik toparlanmanın sağlanmasında Afrika'ya güçlü destek vermeye, meşru hak ve çıkarlarının savunulmasında Afrika'ya güçlü destek vermeye ve Afrika'nın bağımsızlık ve sürdürülebilir kalkınmasına gerekli katkıları yapmaya devam edeceğini söyledi.