Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, Virüsler asırlardan beri yeryüzünde yaşıyor. Virüsler hiçbir zaman yok olmaz. Güçlerini kaybederler, zayıflayıp kılıf değiştirerek, yani moda olmuş ifadeyle mutasyona uğrayarak güçlenirler ve hayatta kalırlar ve de hastalıklara neden olurlar’ dedi.

‘Virüslerle birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, bağışıklık zırhımızı güçlü kılmalıyız’ diyen Karatay, ‘Herkes kendi kendisinin doktoru olmayı da öğrenmek zorunda!’ önerisini savundu.

Prof. Dr. Canan Karatay, 2 yıllık aradan sonra ‘Karatay Sözü-Her Yaşta, Her Zamanda, Her Koşulda Bağışıklık Zırhımız' adlı yeni kitabıyla sessizliğini bozdu Sözcü’den Nazan Doğaner Halıcı’ya konuşan Karatay’ın, ‘Sağlıklı yaşamın temel kuralı nedir?’ sorusuna verdiği yanıt şöyle:

‘Vücudumuzdaki tüm hücreler bütünüyle sağlıklı değilse, hayattan nasıl bir beklentimiz olabilir ki? Önceliğimiz; tüm hücrelerimize, mevsiminde yetişmiş, sağlıklı ve doğal besinler sağlamak olmalı ki, sıhhatli ve güçlü olsunlar, görevlerini doğru dürüst yerine getirebilsinler… Beyin, kalp, damar, karaciğer, böbrek, solunum-sindirim-sinir sistemi, tüm guddelerimiz, diğer organlarımızı ve hücresel bağışıklık sistemimizi oluşturan bütün hücreler, doğaları gereği 3-4 ayda bir eskiyerek ölür, vücudumuzdan atılır. Ölen hücrelerimizin yerini de yeni, hiçbir şekilde bozulmamış, dinç ve genç, sağlıklı hücreler alır.

Hasta hücreler dahil, vücudumuzda işi bitmiş hücrelerin yerine gelecek yeni hücrelerin sağlıklı olmasını ancak bizler sağlayabiliriz. Yani beden sağlığımızın sorumluluğu yalnız kendi elimizdedir, başkasının elinde değildir! Bağışıklık zırhı sağlam, sıhhatli yaşamamızın temel kuralı da işte budur. Dolayısıyla okumamız, okumamız, okumamız ve de okuyarak kendimizi geliştirmemiz şarttır. Rahmetli babam Ömer Naimi Efendigil, bize sürekli şu öğüdü verirdi, Ziya Paşa'dan… Hep kulaklarımda çınlar: ‘Nur aynım, çalışıp kespi kemal et yoksa, pederin ilmi kemali sana kalmaz miras…’ Nur yüzlüm, çalışıp öğrenip bilimi özellikle kendin edinmelisin.

Babanın, ailenin ilimi, bilimi sana miras kalmaz anlamına gelen bu öğüdünü bu yaşımda bile halen uyguluyorum. Okumanın, öğrenmenin yaşı başı olmaz, daha öğrenecek o kadar çok şey var ki… Kendimi bir öğrenci olarak kabul ediyor, okuyor, öğreniyor, yazıyor ve daima yazıyor olacağım. Öğrendiklerimi de mümkün olduğu kadar çocuklar, gençler ve insanlarla paylaşmaya devam edeceğim. İşte bu nedenle, bağışıklık zırhını kuşanmanın önemini anlatmak, halk sağlığına koruyucu bir kalkan oluşturmak, gelecek nesillere güzel bir miras bırakmak için yazıldı Karatay Sözü…’

BM: Gazze'de çocuk felci aşısı kampanyasının ilk aşamasında 187.000 çocuğa ulaşıldı BM: Gazze'de çocuk felci aşısı kampanyasının ilk aşamasında 187.000 çocuğa ulaşıldı

‘Virüsler hiçbir zaman yok olmaz'

‘Virüsler asırlardan beri yeryüzünde yaşıyor. Virüsler hiçbir zaman yok olmaz. Güçlerini kaybederler, zayıflayıp kılıf değiştirerek, yani moda olmuş ifadeyle mutasyona uğrayarak güçlenirler ve hayatta kalırlar ve de hastalıklara neden olurlar. Biz ölürüz, virüsler ölmez, bunu açıklamaya çalışıyorum’ diyen Karatay şöyle devam etti:

‘Bir İngiliz atasözü vardır: ‘Hayat, fırtınanın geçmesini beklemek değildir, hayat yağmurda dans etmesini öğrenmektir’ diye… Bizler de, virüslerle birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz. Yani, bağışıklık zırhımızı güçlü kılmalıyız. Herkes kendi kendisinin doktoru olmayı da öğrenmek zorunda! 7'den 70'e her yaşta her insan için, en ucuz, en kolay, yan etkisiz ve uygulanabilir yaşam biçimi budur. Korkutulduğu gibi, virüsler gökyüzünden yağmur gibi yağmaz, yağmıyor ve de öldürmüyor. Sıhhatli bir organizmaya sahip olmak, vücudun sıhhatli ve güçlü olması, bağışıklık zırhının sağlam olması ve doğal bir şekilde yaşamak, her türlü virüse ve bakteriye karşı korunmanın en önemli mihenk taşlarıdır. Olmazsa olmazıdır.’