Guterres'in konuşması BM önderliğinde bir ay sürecek iklim etkinliklerinin başlamasına eşlik etti. 2015 Paris İklim Anlaşması'nın beşinci yıldönümü olan 12 Aralık iklim zirvesi, küresel iklim ve fosil yakıt üretimine dair önemli raporların yayınlanmasını içeren etkinliklerin de zirvesi olacak.
Guterres, doğanın sürekli "gittikçe artan bir güç ve öfkeyle" insanlığın doğa tahribatına verdiği karşılıkla başladı ve biyoçeşitlilikteki çöküşe, çölleşmeye ve okyanuslardaki rekor sıcaklıklara değindi.
BM genel sekreteri, Kovid-19 ile insan eliyle yapılan iklim değişikliği arasındaki bağlantıyı da net şekilde ortaya koydu ve insanların, yetiştirdikleri hayvanlarla birlikte, doğal hayattaki hayvanların yaşam alanlarına girmeye devam etmesinin, bizleri daha ölümcül hastalıklara maruz bırakma riski taşıdığını belirtti.
Pandeminin neden olduğu ekonomik durgunluğun zararlı sera gazı emisyonlarını geçici olarak yavaşlattığını söyleyen Guterres, yine de karbondioksit, azot oksit ve metan seviyelerinin yükseldiğini belirtti ve atmosferdeki CO2 miktarının rekor düzeyde olduğunu kaydetti.
Bu endişe verici eğilime rağmen, sera gazlarının önemli bir kısmından sorumlu olan fosil yakıt üretiminin yükselmeye devam edeceği tahmin ediliyor.
BM genel sekreterine göre bu durum karşısında yapılması gerekenler şunlar: dünya ekonomisini dönüştürmek ve "yeşil şalteri" indirip sürdürülebilir bir sistem kurmak -yenilenebilir enerji, yeşil işler ve geleceğin tehlikelerine dirençli bir sistem.
Bu vizyona ulaşmanın bir yolu, sıfır emisyon düzeyine ulaşmak.
Genel sekreter, İngiltere, Japonya ve Çin gibi ülkelerin önümüzdeki birkaç on yıl içinde bu hedefi gerçekleştirmeyi taahhüt etmelerinin bu cephedeki savaşta cesaret verici işaretler olduğunu söyledi.
Guterres, tüm ülkeleri, şehirleri ve işletmeleri 2050'yi karbon nötrlüğünü elde edecekleri tarih olarak hedeflemeye, en azından ulusal emisyon artışlarını durdurmaya ve tüm bireyleri üzerlerine düşeni yapmaya çağırdı.
Genel sekreter konuşmasını, her bireyin karbon ayak izini azaltmasının öneminin anlaşıldığı, zihniyetlerin değiştiği yeni, daha sürdürülebilir bir dünya beklentisi umudunu dile getirerek bitirdi.
