Anadolu rock ve pop şarkıcısı, besteci, söz yazarı ve televizyon programcısı Barış Manço, ölümünün 24'üncü yılında anılıyor. Banço'yu anma etkinlikleri kapsamında, sanatçının Moda’daki evi bu yıl da bugün saat 24.00’e kadar ziyarete açık olacak. Ayrıca Barış Manço Vapuru, 5 Şubat'ta sanatçının sevenlerini ağırlayacak.
Barış Manço'nun eşi Lale Manço Ahıskalı, sanatçının yıllar önce dile getirdiği bir vasiyetini paylaştı.
Barış Manço'nun ‘Kayaların oğlu’ ifadesinin yer aldığı şiirsel bir prologla başlayan ‘2023’ eserinin çok enteresan bir beste olduğunu söyleyen Ahıskalı, ‘Türkiye Cumhuriyeti'nin 2023'teki yani 100. yılına atfedilerek yazılmış bir metin ve onun Türkiye Cumhuriyeti'ne inancını, onun gücüne ve nasıl ayakta duracağına inandığını gösteriyor. Çok etkileyici bir metin olduğunu düşünüyorum’ dedi.
Ahıskalı, 2023 eserinin bestelenmesinin üzerinden 50 yıl geçtiğini sözlerine ekleyerek, şunları söyledi:
‘Barış Manço'nun bir de vasiyeti var 2023 parçasıyla ilgili olarak, 'Ben 2023'te 80 yaşında olacağım. O zaman belki Doğukan'ın kolunda sahneye çıkacağım ve 2023 bestemi bir senfoni orkestrası eşliğinde icra edeceğim' diyor. Bu bizim vasiyet olarak kabul ettiğimiz bir şey ve yerine getirilmesi gereken bir emir diye kabul ediyoruz ve bunu mutlaka gerçekleştireceğiz.’
Barış Manço'nun hologramının da yer alacağı projeye ilişkin bilgi veren Ahıskalı, ‘Barış Manço'yu biz 2023'te mutlaka sahneye çıkaracağız ve senfoni eşliğinde 2023'te dinleyeceğiz’ dedi.
Lale Manço Ahıskalı, 1975'te henüz 20 yaşındayken tanıştığı sanatçıyla dolu dolu 25 yıl geçirdiklerini söyledi.
Sanatçı ile bir tesadüf eseri karşılaştığını dile getiren Ahıskalı, ‘Hep böyle üçer yıl aralıklarla hayatımızda birtakım etaplar oldu. 1975'te tanıştık, 1978'de evlendik, 1981'de Doğukan, 1984'te Batıkan doğdu. Bu süreç Barış Manço'nun Türkiye'de çok popüler olduğu dönemlerdi. Muhteşem konserlerini yaptığı, harika bestelerini verdiği, çok güzel albümler çıkardığı sahnedeki Barış Manço dönemiydi’ dedi.
Ahıskalı, Barış Manço'nun sunduğu ‘7'den 77'ye’ adlı yapıma 1988'de başladıklarını ve programın 10 sene ekranlarda izleyiciyle buluştuğunu aktararak, ‘Ölümüne kadar, 10 sene sürdü. 1998'de bitti. Zaten 1999'da Barış'ı kaybettik. O kadar bağlı olduğu bir şey belki onun hayatında bir eksiklik yaratmış da olabilir diye içimden geçirmiyor değilim. Çünkü insan tutkuyla yaptığı şeylere çok bağlanıyor, bir hayat motivasyonu oluyor’ ifadelerini kullandı.
Lale Manço Ahıskalı, ölümünden sonra da sanatçının şarkılarının gençlerin ruhuna dokunmaya ve beğenilerek dinlenmeye devam ettiğini vurguladı.
Barış Manço'nun hatırasının ölümünün üzerinden seneler geçmesine rağmen halen canlı olduğuna işaret eden Ahıskalı, şunları söyledi:
‘Bugüne kadar bizim karşılaştığımız ve temasta olduğumuz Barış Manço sevenlere baktığımız vakit, gerçekten bu sevgi hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. Hâlâ beni yolda çevirip boynuma sarılıp ağlayan insanlar var. Barış Manço tutkusu olan küçücük çocuklar var. Şimdi işte bu evimizde, Barış Manço Evi'ndeyiz. Burası müzeye dönüştü biliyorsunuz. Sadece ocak ayında 13 bin ziyaretçisi oldu.’
‘24 sene sonra Barış Manço Evi'ne bir ay içerisinde 13 bin kişi gelebiliyorsa, bu sevginin ve tutkunun devam ettiğini gösteriyor. Neden diye sormak lazım. Bu da işte bir sanatçının en ulaşmak istediği bence nirvana noktası. Çünkü gönüllere girmesi, kalıcı olması, en büyük idealleri, yaptıkları eserler ve hayatta bıraktıkları her şeyin buna yönelik olduğunu düşünüyorum ve Barış Manço bunu başarmış insanlardan biri. Gönüllere öyle bir girmiş ki hâlâ çıkmıyor. Ne mutlu.’
‘Barış Manço şarkısı söylediğiniz vakit, kendinize veya yaşadığınız ortama ait çok şey buluyorsunuz. 'Evet bu benim duygum, ben bunlarla yaşadım' diyebiliyorsunuz’ diyen Ahıskalı sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Aktardığı şeyler yani en basit çocuk şarkısında bile, ki Barış Manço bunu kabul etmezdi herhalde çünkü herkese şarkı yapan bir insandı.’
‘Sadece çocuklara yapmazdı ama çocuklar tarafından çok sevilen şarkıları oldu. Mesela 'Ayı' gibi. 'Ayı' bir çocuk şarkısı değil, bence toplumsal bir mesaj şarkısı. Toplumsal davranış biçimimizi belirleyen bir mesaj şarkısı olduğunu düşünüyorum ben. Ama tabii o 'ayı' repliği çok tatlı, çok şeker.’
Barış Manço'nun kaynağının halk olduğunu dile getiren Ahıskalı, hem mütevazı hem de insanlarla temas kurmayı çok iyi başaran biri olarak her gün Moda caddesi üzerindeki iş yerine yürüyerek gidip geldiğini, yolda herkesle konuşup sohbet ettiğinin altını çizdi.
Ahıskalı, bir aile içinde, her yaştan Manço hayranlarının bulunabildiğini vurgulayarak, ‘Barış Manço'nun hayatında özel şoförü, koruması olmadı. Çünkü 'Beni halkın sevgisinden koruyacak bir koruma düşünemiyorum. Beni koruyacak olan, onların sevgisidir' derdi’ ifadelerini kullandı.
Moda'daki Barış Manço Evi'nde kendi kullandığı arabasından sanatçının kişisel eşyalarına kadar pek çok şeyin görülebildiğini kaydeden Ahıskalı, ‘Biz bu evden her şeyi böyle bırakarak, olduğu gibi çıkıp buranın bir Barış Manço Evi'ne dönüşmesini çok arzu ettik’ dedi.
Barış Manço Evi'nin çok ciddi sayıda ziyaretçiyi ağırlandığına vurgu yapan Ahıskalı, müzeye ilişkin şunları söyledi:
‘Küçük bir muhitte, sokak arasındaki bir sanatçı evine bu kadar yoğun bir ilgi olması çok önemli. Tabii ki bu Barış Manço'ya olan bir ilgi. Onun için burada da çok güzel değişik etkinlikler yapıyorlar. Hem sene içerisinde hem de özellikle sene-i devriyesinde. Mesela vefat ettiği, 31 Ocak'ı 1 Şubat'a bağlayan gece, müze gece 24.00'e kadar ve ücretsiz olarak açık. Bütün sevenlerinin gelmesi için bence de çok etkileyici bu.’
Ahıskalı, 22 senedir her yıl şubatın ilk haftası, Barış Manço adlı Şehir Hatları vapuruyla Kanlıca'ya gidip kabristanda dua ettiklerini ve yine vapurla geri döndüklerini kaydederek, ‘Onun için 5 Şubat'ı hatırlatmak istiyorum. İnşallah hava çok güzel olacak ve biz bu ziyareti yapacağız. Onun için bütün sevenlerini 5 Şubat'ta Kadıköy ve Beşiktaş iskelelerinde buluşmaya davet ediyoruz’ diye konuştu.