KANBERRA, 10 Ocak (Xinhua) -- Avustralyalı araştırmacılar, insan beyninin aşık olunan kişiyi nasıl ilgi odağı haline getirdiğini ilk kez ölçmeyi başardı.
Salı günü yayımlanan ve dünyada bir ilk olan çalışmada, Avustralya Ulusal Üniversitesi (ANU), Kanberra Üniversitesi (UC) ve Güney Avustralya Üniversitesi'nden (UniSA) bir ekip, beynin davranışsal eylem sistemi ile aşk arasındaki bağlantıyı araştırdı.
Araştırmacı ekip, aşık olma sürecini daha iyi anlamak amacıyla, "aşık" olduğunu belirten 1.556 genç yetişkinle anket yaptı. Ankette bu kişilerin partnerlerine verdikleri duygusal tepkiler, onların yanındayken nasıl davrandıkları ve aşık olunan kişiye herkesten çok odaklanma gibi konular ele alındı.
Araştırmacılar, aşık olunca beynin farklı tepki verdiği ve aşık olunan kişiyi ilgi odağı haline getirdiği sonucuna ulaştı.
UC ve UniSA'dan çalışmaya katkıda bulunan Phil Kavanagh yaptığı basın açıklamasında yeni bulguların, aşkın hem duygularda hem de davranışlardaki değişikliklerle bağlantılı olduğunu gösterdiğini söyledi.
Kavanagh, "Oksitosin hormonunun aşkta oynadığı rolü biliyoruz, çünkü aşık olduğumuz kişiyle etkileşime girdiğimizde oksitosinin sinir sistemimiz ve damarlarımızda dolaşırken yarattığı dalgalanmaları fark edebiliyoruz" dedi.
Bilim insanı, "Aşık olunan kişilerin özel önem kazanmasının nedeni, oksitosin hormonunun aşk halindeyken beynimizin salgıladığı bir kimyasal olan dopamin ile birleşmesi. Aşk temel olarak beyinde olumlu duygularla ilişkili sinir yollarını harekete geçiriyor" ifadesini kullandı.
Doğal üretilen bir hormon olan oksitosinin, aşık olunduğunda hissedilen coşkuya neden olduğu daha önce tespit edilmişti.
ANU'dan araştırmanın başyazarı Adam Bode, aşkın ilk olarak 5 milyon yıl önce ortaya çıktığının düşünüldüğünü ancak evrimi hakkında çok az şey bilindiğini belirtti.
Ekip, bu yaklaşım üzerinde daha da ilerleyebilmek için bir sonraki aşamada erkek ve kadınlar arasında aşkla ilgili tutum farklılıklarını araştıracak ve farklı aşık tiplerini belirlemek için küresel düzeyde bir anket yapacak.
