Sağlık

Avustralyalı araştırmacılar: Gözler, yaşlanma sürecine açılan pencereler olabilir

SİDNEY, 19 Ocak (Xinhua) -- Çarşamba günü British Journal of Ophthalmology dergisinde yayımlanan bulgular, gözün arka kısmında ışığa duyarlı sinir dokusu katmanları olan retin...

Abone Ol

SİDNEY, 19 Ocak (Xinhua) -- Çarşamba günü British Journal of Ophthalmology dergisinde yayımlanan bulgular, gözün arka kısmında ışığa duyarlı sinir dokusu katmanları olan retina üzerine yapılan çalışmalara dayanıyor. Kanıtlar, retinanın mikrovaskülatür olarak bilinen küçük damarlardan oluşan ağının incelenmesiyle vücudun dolaşım sistemi ve beynin genel sağlığı hakkında bilgilere ulaşılabileceğini düşündürüyor.

Araştırmacılar, gözün iç arka yüzeyi olan fundusu inceleyerek retina yaşını hesaplayabiliyor. Melbourne kentindeki Avustralya Göz Araştırmaları Merkezi'nden (CERA) Zhuoting Zhu, Xinhua'ya verdiği demeçte, bir kişinin biyolojik yaşı (ya da yaşlanma hızı) ile kronolojik yaşı (zaman göre ölçülen yaşı) arasındaki farkları belirlemeye yönelik bir dizi doku, hücre ve kimyasal testlere halihazırda sahip olduklarını belirtti.

Ancak bu testler, etik ve mahremiyet konularıyla karşı karşıya ve çoğu zaman invazif, pahalı ve zaman alıcı olabiliyor. Bu yüzden araştırmacılar, 2006 yılında başlayan ve Britanya'daki 500.000'den fazla katılımcıyı içeren uzun süreli bir araştırma olan UK Biobank kapsamında 40-69 yaşlarındaki yaklaşık 47.000 kişiden toplanan 80.000'in üzerinde fundus görüntüsünü incelemeye dayanan çok daha az invazif olan bir tekniği kullanarak bu bulgulara ulaştılar.

İlk Biobank sağlık kontrolünde sağlıklarının nispeten iyi olduğu belirlenen 11.000'den fazla katılımcının sağ gözlerine ait yaklaşık 19.200 fundus görüntüsü kullanılarak retina yaşı tahmininin doğruluğu onaylandı. Böylelikle 3,5 yıl dahilinde genel bir doğrulukla, tahmin edilen retina yaşıyla gerçek yaş arasında güçlü bir ilişki olduğu ortaya kondu. Daha sonra ortalama 11 yıllık bir izleme dönemi boyunca geri kalan katılımcılarda retina yaşı farkı değerlendirildi. Söz konusu sürede genel katılımcıların yaklaşık yüzde 5'i hayatını kaybetti. Bu yüzde 5'lik kesimin yaklaşık 17'si kalp-damar hastalıklarından, yaklaşık yüzde 55'i kanserden ve geri kalanıysa demans gibi diğer nedenlerden dolayı yaşamını yitirdi.

Retinaları, gerçek yaşlarına göre 3 ila 10 yıl daha yaşlı görünen kişilerden oluşan "hızlı yaşlananlar" grubu, önemli ölçüde daha yüksek ölüm oranlarına sahipti. Her yıl retina yaşı farkındaki artış, herhangi bir nedenle ölüm riskinde yüzde 2'lik bir artışla ve kalp-damar hastalıkları ile kanser hariç belirli bir nedenden ölüm riskinde yüzde 3'lük bir artışla ilişkilendirildi. Aynı süreç sol gözlere uygulandığında da benzer sonuçlar elde edildi.

Araştırmacılar, "Yeni bulgularımız, retina yaşı farkının, kalp ve damarlarla ilişkili olmayan hastalıklar veya kanser dışı ölümler başta olmak üzere artan ölüm riskinin bağımsız bir göstergesi olduğunu ortaya koymuştur" ifadelerini kullandı. Araştırmacılar, "Bu bulgular, retina yaşının, yaşlanmaya ilişkin klinik açıdan anlamlı bir biyobelirteç olabileceğini düşündürmektedir" diye ekledi. Zhu, bulgularının, "retinanın, yaşlanma sürecinde önemli bir rol oynadığı ve ölüm riskini artıran yaşlanmanın birikimli hasarlarına karşı duyarlı olduğu varsayımına" destek verdiğini dile getirdi.