KANBERRA, 21 Haziran (Xinhua) -- Avustralyalı araştırmacılar, insan gözünde Ebola dahil virüslerin barınmasına özellikle uygun bir hücre tespit etti. Yakın zamanda yayımlanan bir araştırmada Flinders Üniversitesi ve İngiliz Milletler Topluluğu Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Kurumu'ndan (CSIRO) bir ekip, retina ve iris hücrelerinin virüsler tarafından enfekte edilebilirliğini inceledi.
Güney Avustralya Göz Bankası'na bağışlanan insan gözlerinden alınan hücreler, Ebola virüsü, Zika virüsü ve Reston virüsüne maruz kaldı ya da enfekte edilmeden bırakıldı. Araştırmacılar, retinadan (gözün, beyne görsel bilgileri göndermekten sorumlu bölümü) alınan hücrelerin, son derece yüksek oranda enfeksiyon düzeyine sahip olduğunu buldu. Flinders Üniversitesi Göz ve Görme Sağlığı araştırma stratejisi profesörü ve araştırmanın kıdemli yazarı olan Justine Smith, basın açıklamasında, "Üveit olarak bilinen göz enflamasyonu, Ebola enfeksiyonundan sonra son derece yaygın görülür. Gözün ön kısmındaki iris ve retinadaki hücrelerin, üveitte önemli bir rol oynama ve mikroorganizmaları barındırma kapasitesine sahip olduğunu biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Ebola göz hastalığı olan hastalarda, karakteristik olarak retina yaralarının bulunduğunu kaydeden Smith, bunun retina pigment epitelinin, hastalığa dahil olduğunu gösterdiği, dolayısıyla bu bulgunun, klinikte göz doktorlarının gördüğü şeyle uyumlu olduğunu söyledi. Smith, "Bu retina hücreleri, bir şeyleri yeme (fagositoz) konusunda iyidir ve fotoreseptörlerimizin geri dönüşümünü sağlayarak görsel döngümüzde temel bir rol üstlenirler. Dolayısıyla bu hücrelerin, Ebola ve diğer virüsler için bir alıcı cennet olması mantıklıdır" diye konuştu. İlk olarak 1976'da görülen Ebola, çoğunlukla Orta Afrika'da olmak üzere on binlerce insanı etkiledi. Smith, araştırma bulgularının, üveit riski olan hastaların belirlenmesi için retina hücrelerinin izlenmesine yönelik tekniklere kapı aralayabileceğini söyledi. Smith, "Üveit, ağrı ve bulanık görme gibi birçok sorunun yanı sıra nihai olarak görme kaybına yol açabilir. Bu yüzden, hızlı bir tedavi için mümkün olan en erken aşamada tanı koyabilmenin yollarını bulmamız önemli" diye konuştu.