WELLINGTON, 11 Kasım (Xinhua) -- Yeni Zelanda'da yaşayan Asyalıların yüzde 40'ı, Kovid-19 pandemisinin başlangıcından beri ırkçılığa maruz kaldı. Geçici göçmenlerin, öğrencilerin ve kırsal topluluklarda yaşayanların Asyalı karşıtı nefreti deneyimleme olasılıkları da daha yüksek olarak kaydedildi. New Zealand Medical Journal'da Cuma günü yayımlanan bir araştırma, ırkçılık deneyimlerinin depresyon, kaygı ve düşük yaşam memnuniyeti ile ilişkili olduğunu gösterdi ve ayrıca bu sonuçlar, ırkçılıkla mücadelenin en çok nerede gerekli olduğuna işaret etti. Çalışmanın ilk yazarı olan Auckland Üniversitesi'nden Rebekah Jaung, "Yeni Zelanda'da ve dünya genelinde, Kovid-19 pandemisi toplumumuz içinde hedef olan Asyalı karşıtı nefretin de aralarında olduğu ırkçılığı güçlendirdi" dedi.
Çalışma, Yeni Zelanda'daki Asyalılar için ırkçılık deneyimlerini ve bu tecrübelerle Kovid-19 pandemisinin ilk 18 ayında yaşam memnuniyeti arasındaki ilişkiyi açıklıyor. Jaung, bu bulguların yetkililere, Kovid-19 pandemisi bağlamında Asyalı toplulukların refahını sağlama çabalarına ırkçılık karşıtı eylemin dahil edilmesi gerektiğini kayda geçirdiğini söyledi. Çalışma, ırkçılığın esasen halka açık yerlerde, sosyal medyada ve ana akım medyada gerçekleştiğini gösteriyor. Sözlü saldırılar ve mikro saldırılar baskın ırkçılık türleri olarak yer alıyor. 2021 yılında online gerçekleştirilen bir enine kesit anket aracılığıyla 1.452 yanıt toplandı. Çalışma, Kovid-19 pandemisinin ve buna bağlı olarak Asyalı karşıtı ırkçılığın Yeni Zelanda'da yaşayan Asyalıların refahı üzerindeki etkisinin, mevcut hükümet raporlarında iyi bir şekilde belgelenmediğinin altını çiziyor.