WELLINGTON, 18 Ekim (Xinhua) -- Küresel okyanus sıcaklığı verilerinin yeni ve kapsamlı bir incelemesi, araştırmacıların 1950'lerden bu yana okyanus ısınmasının net bir resmini çizmelerine ve gelecekteki ısınma senaryolarını tahmin etmelerine olanak sağladı. 2010 yılı itibariyle okyanusun üst 2.000 metresindeki ısınma oranının 1960'ın iki katından fazla olduğunu ortaya çıkaran araştırmacılar, önlem alınmazsa bu oranın 2090 yılına kadar mevcut seviyeden dört kat daha büyük olacağını tahmin ediyor. Salı günü Nature Reviews'ta yayınlanan araştırmaya göre, bu durum dünyadaki tüm yaşam için korkunç sonuçlar doğuruyor. Colorado eyaletinde yer alan Boulder'daki Ulusal Atmosferik Araştırma Merkezi'nden, Auckland Üniversitesi'nden ve Çin, Fransa, Avustralya ve İngiltere'deki araştırma enstitülerinden yazarlar, eğer dünya Paris Anlaşması'nda belirtildiği gibi küresel yüzey sıcaklığı artışını sanayi öncesi seviyelerin 2 santigrat derece üzerinde sınırlamayı başarırsa, okyanuslardaki ısınmanın hızlanmasının 2030 civarında duracağını belirtti. Araştırmada şöyle denildi: "İnsanlar atmosfere sera gazı saldıkça Dünya'nın ısınmasına neden oluyor. Bu ısının büyük çoğunluğu okyanusa gidiyor.
Bu nedenle, Dünya'da iklim değişiminin ne kadar hızlı olduğunu anlamak için insanlar okyanusa bakmalı ve okyanus ısı içeriği değişimini takip etmeli. Okyanus ısınması, Dünya sisteminin önemli bir bileşeni olduğu için enerji, karbon ve su döngülerini de birbirine bağlıyor." Araştırmaya göre daha sıcak bir okyanus, Dünya'ya muazzam sonuçlar getiriyor; sadece deniz yaşamına değil, gezegendeki hava modellerine ve besin zincirine de. Araştırmada, daha sıcak bir okyanusun, daha yoğun fırtınalara, daha ölümcül yağışlara, sellere ve daha güçlü tayfun ve kasırgalara yol açacağı belirtildi. Araştırmada ısınmanın bir sonucunun, gezegenin bazı bölümlerinin daha fazla ısı dalgaları ve kuraklıkla birlikte daha kuru hale gelmesi olduğu belirtildi. Diğer bazı bölgeler ise daha büyük fırtınalarla gelen yağışlarla daha da nemli hale gelecek. Araştırma, yükselen deniz seviyeleri, fırtına dalgalanmaları ve ekosistemler üzerindeki olumsuz etkiler nedeniyle kıyı bölgelerinin giderek daha savunmasız hale geldiğini gösterdi.