Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi'nden bir grup uzman antik kentin bulunduğu Ankara yakınlarındaki Polatlı ilçesini yakın zamanda ziyaret ederek incelemişti. Kararın gelecek aylarda verilmesi bekleniyor. Başkentin yaklaşık 80 kilometre güneybatısında bulunan Gordion, onlarca mezar tümülüsü, yani ölenlerin mezarlarının üzerine inşa edilmiş insan yapımı tepelerle doludur.
55 metre yüksekliğinde ve 300 metre çapında olan Midas Tümülüsü, Türkiye'deki ikinci büyük tümülüstür ve çok uzaklardan bile görülebilmektedir. Antik kent, Anadolu'nun batısına M.Ö. 12. yüzyıl ile 7. yüzyıl arasında hakim olan Friglerin başkentiydi.
Polatlı'da bir tarih derneği başkanı ve araştırmacı olan Kadim Koç, Xinhua'ya verdiği demeçte "Frig ileri gelenlerinin ve soylularının yaşadığı bu bölgede 125'in üzerinde mezar tümülüsü bulunuyor" dedi. Koç, UNESCO'nun 2022'nin başlarında olumlu karar alacağı konusunda çok umutlu. Koç, "Avrupa'dan Anadolu'ya gelen Frigler bize önemli bir miras bıraktı ve bunu ziyaretçilerin de keşfetmesini istiyoruz" dedi. Midas Tümülüsü, Gordion'un cazibe merkezlerinden biri. Antik kent, 2012 yılında UNESCO'nun Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alınmıştı. Koç, yapay bir tepenin altına gömülü ahşap kulübeye benzer mezarların yanı sıra mezarlarda bulunan eşyalar, mobilyalar ve yiyecek sunularının 1950'lerin sonundaki kazılarda ortaya çıkarıldığını belirtti.
Kral Midas, Antik Yunan ve Roma efsanelerinde açgözlülüğüyle kötü ün salmış önemli bir kişiliktir. Efsaneye göre, Şarap Tanrısı Dionysos krala istediğini dileme şansı verir. Tam bir açgözlü olan Midas, dokunduğu her şeyi altına dönüştürme gücüne sahip olmak ister, "Midas'ın dokunuşu" deyimi de buradan gelir. Midas'ın babası Gordias, Frigya'nın başkenti Gordion'un kurucusudur. Bazı arkeologlar tümülüsün Midas'ın değil Gordias'ın mezarlığı olduğuna inanıyor. Gordias bugün hala geçerli olan ünlü bir sözle de bağlantılıdır. Karmaşık veya çözülemez bir sorunu tanımlamak için yaygın olarak kullanılan "Gordion Düğümü" ona atfedilir.
UNESCO, "Midas Tümülüsü altındaki sağlam ahşap mezarın dünyada bir eşi yok" açıklamasını yaptı. Koç, Türkiye'deki önde gelen arkeolojik kalıntılar listesinde yer almadığı için antik kentin hak ettiği ilgiyi görmediğine inanıyor ve UNESCO'nun listesine dahil edildikten sonra turistlerin esrarengiz bölgeyi keşfetmek için buraya akın edeceğini umuyor. Koç, "Buranın önemli bir turistik cazibe merkezi olacağına inanıyoruz. Arkeolojik olarak bize çok cömert davranan bölgeyi tanıtmak görevimiz" dedi.